Sınavlar öyle ya da böyle hep vardı, olmaya da devam edecek!
Ölçme değerlendirme olmadan performans değerlendirmesi yapmak elbette mümkün değil!
Tartışılan asıl konu ise sınavlara gerek duyulup duyulmamasından daha çok içeriği ve zamanlaması.
Pandeminin tam da zirve yaptığı bir dönemde okul içi yüz yüze sınavlar ne kadar acil? Daha da önemlisi, girilecek riske değecek bir değerlendirme söz konusu mu?
Akademik anlamda ne verildi ki ne isteniyor?
Kamondo Ailesi'nin yükselişi İstanbul'da banka kurmasıyla başladı: Ailenin kökleri ise Nazi kampında son buldu!Kamondo Ailesi, İber Yarımadası'ndan kovuldu. İstanbul'da banka kurdu. Yabancı finans kaynakları ile Osmanlı arasında köprü oluşturdu! Süveyş Kanalı'nın yapımına katkıda bulundu! Ancak bir dönem Doğu'nun Rothschild'leri olarak anılan ailenin kökleri Nazi kamplarında son buldu!
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçimden önce CNN Türk’te bir programa çıkmıştı.
Program sunucusu, Kemal Kılıçdaroğlu’nun...
“İstanbul’u kazanacağız, Ankara’yı kazanacağız” türü sözlerini fazla iddialı bulmuş ve kahkahalar atmıştı.
*
Ne olmuştu o günlerde?
Başta Tuncay olmak üzere...
CHP’nin tüm ekâbir takımı...
Geçen hafta tüm dünya pandemi ile boğuşurken Mısır 3 Nisan gecesi bütün dünyayı şaşırtan bir şey yaptı.
Tahrir Meydanı’ndaki Milli Müze’de bulunan, eski Mısır hanedanına ait 22 mumyayı yeni inşa edilen Mısır Medeniyetleri Müzesi’ne nakletti...
*
18 kral, 4 kraliçeye ait 22 mumya, nitrojenle doldurulmuş cam lahitlere konup büyük ve çok renkli bir törenle yeni yerine götürüldü.
22 lahit 5 kilometrelik yolu 40 dakikada geçti...
Adını, yaşadığı tek yer olan Van Denizi havzasından alan safkan kedinin gözleri gibi sürekli renk değiştiren koronavirüs haritasında turkuaz mavisinden sarıya dönen illerimizden biri; Van. Harita renginin, sarıdan kehribara (turuncu tonu) değil, tekrar turkuaz mavisine döneceği ve 'Van Denizi'nin plajlarının dolup taşacağı günleri sabırsızlıkla bekliyorlar.
Türkiye'nin Batı merkezlerinde ve içeride üretilen negatif propagandaya rağmen dünyadaki algısı bunun tam tersi. Asya'dan Ortadoğu'ya, Afrika'dan Latin Amerika'ya birçok ülkede ciddi bir prestije sahip.
İçerideki kısır siyasi tartışmalara bakmayın, bu gerçeği düşmanlık üreten merkezlerdeki düşünce kuruluşları ve aydınlar bile kabul ediyor. En son Amerikalı siyaset kuramcı Fukuyama çok önemli tespitler yapmıştı.
Bütün bu değişimin arkasında, 2000'li yılların başından itibaren eski içe kapanık Türkiye siyasetini bırakıp daha aktif bir dış politika izleyen siyasi bir irade var.
4Nisan'da emekli generaller bildirisi ülkenin tek konusu olunca Kemal Kılıçdaroğlu değişen gündemi geri getirmek için ne gerekiyorsa yapacağını söylemişti.
Yaptı da...
Hatta AK Parti'nin gündemi belirlediği zamanlarda başvurduğu gibi sahte jokeriyle rest de çekti. Bu işte maharet kazanmış "kurmaylarıyla" birlikte AK Parti tabanının sinirlerini hoplatmak için Erdoğan'a hakaret kampanyası bile başlattı.
Ama olmadı.
''Çocukluğumda, bir Arabistan şehrinde ihtiyar bir kadın tanımıştık. Sık sık hastalanır, humma başlar başlamaz İstanbul sularını sayıklardı.
- Çırçır, Karakulak, Şifa Suyu, Hünkar Suyu, Taşdelen, Sırmakeş...
Adeta bir kurşun peltesi gibi ağırlaşan dilinin altında ve gergin, kuru dudaklarının arasında bu kelimeler ezildikçe fersiz gözleri canlanır, bütün yüzüne bizim duymadığımız bir şeyler dinliyormuş gibi bir dikkat gelir, yanaklarının çukuru sanki bu dikkatle dolardı."
Bendenizin Ramses'le yüz yüze görüşmüşlüğü vardır efendim.
Yüce Ramses ha, boru değil.
Bir gazeteci grubuyla Kahire'deydik... Beş yıldızlı otelin soğuk suyu akmıyordu, öğüre öğüre sıcak suyla dişlerimi fırçaladım, kahvaltı salonuna indim...
Gece hayatından kendilerini alamadıkları için arkadaşların hiçbiri henüz ortalıkta yoktu.
Birşeyler yedim, kendimi dışarı attım.
Bir süre Nil kıyısında ve ünlü Tahrir Meydanı'nda dolandım, yürüye yürüye Mısır Müzesi'ne geldim. Yakındı.
Dünyadaki haksızlıklara ve kural dışılıklara baktığınız zaman, Türkiye'nin bir Ortadoğu ülkesi olmasına rağmen ne denli gelişmiş olduğunu görebilirsiniz. Elbet biz de geçmişte hiç yaşanmamış olmaları gereken durumları yaşadık. Düşünün ki 20'nci yüzyılın ikinci yarısında bir başbakan ile iki bakanı idam ettik. Vesayet düzenine son verilinceye kadar her 10 yılda bir darbelere sahne olduk. Ama 15 Temmuz 2016 FETÖ'cü darbe teşebbüsünden bu yana bilincimizle birlikte gelişmişlik düzeyimiz de güçlendi.