MİNE YILDIRIM – Sakarya'da yaşayan Rıdvan Pars, 1999 Marmara Depremi'nin kızının üzerindeki etkisini azaltmak için başladığı kukla sanatını 25 yıldır sürdürüyor.
Bir çocuk babası 66 yaşındaki Pars, kızında depremin psikolojik izlerini silmek için evdeki oyuncakları kuklaya dönüştürdü.
Bu alanda ilerlemek istemesi üzerine yaptığı araştırmalarla kendi tekniğini oluşturarak 2000'de kukla yapımına başlayan Pars, 8 yıl sonra kukla akademisi kurdu.
Yazdığı oyunlara kuklalarla hayat veren Pars, kendi tasvirlerini geliştirip yaklaşık 40 oyun yazdı.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca, yok olma tehlikesi altındaki geleneksel sanatları icra eden “Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcıları”na verilen “Sanatçı Tanıtım Kartı”na 2015'te layık görülen Pars, atölyesinde yaptığı kuklalarla sahnelediği gösteriler ve çocuklara yönelik atölye çalışmalarıyla, unutulmaya yüz tutmuş sanatı geleceğe taşıyor.
– “7 ilde 15 bin çocuğu kukla atölyeleriyle buluşturduk”
Rıdvan Pars, AA muhabirine, 1999 Marmara Depremi'ni Karasu ilçesinde yaşadıklarını söyledi.
Kızını deprem psikolojisinden kurtarmak için evdeki oyuncakları kuklaya dönüştürdüğünü belirten Pars, “Kızımın da benim de çok hoşumuza gitti. Kızımın bebekleri feda edilerek birer kukla olmaya başladı. Daha sonra 'Ben bunları ileri aşamaya taşımalıyım.' dedim. Nasıl yapılıyor diye çok araştırdım. İyi ustalarla konuştum ve ahşaptan kukla yapıp kostümlerini de kendim dikmeye başladım.” diye konuştu.
Pars, 2007'den itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığının özel tiyatro desteğinden faydalandığını kaydetti.
Teknolojinin çocuklar üzerindeki etkisine değinen Pars, “Biz çocukluğumuzda tel arabalar yapardık, küçücük oyuncaklarla oynardık. Kendi oyuncaklarımızı yapardık ama şimdi maalesef öyle değil. Teknolojinin verdiği zararlar, çocukları araştırmaktan çok uzaklaştırıyor, kendince bir şeyler üretme duygusunu tamamıyla köreltiyor.” ifadelerini kullandı.
Geleneksel sanatı geleceğe aktarmak istediğini anlatan Pars, şöyle devam etti:
“Kukla tiyatrosu yapıyorum, ayrıca yok olmak üzere olan geleneksel sanatımızı yeni nesillere taşımak için de kukla atölyeleri kurdum. Kendime ait kukla akademim var. Özel bankaların ve kuruluşların sponsorluğunda 2015 yılından bugüne 7 ilde 15 bin çocuğu kukla atölyeleriyle buluşturdum. Atölyelerde götürdüğüm demonte malzemeleri çocuklarla birleştiriyoruz. Her çocuk kukla yapmanın deneyimini yaşıyor. Bunu yaşarken de ne kadar becerikli olduğunun farkına varıyor ve atölyeden kendisine ait kuklayla ayrılıyor.”
Kukla sanatının önemine işaret eden Pars, “Kukla, Karagöz, gölge oyunu günümüz tiyatrosunun temelini teşkil eden unsurlar. Bunlar olmasıydı belki günümüz tiyatrosu olmayacaktı. Kültür ve Turizm Bakanlığının geleneksel sanat üzerinde çok iyi çalışmaları var. UNESCO kukla sanatını Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne ekledi.” diye konuştu.