Psikoloji alanında yapılan güncel araştırmalar, bireylerin günlük yaşamda tercih ettiği renklerin ruh hâli ve duygusal dengeyle yakından ilişkili olduğunu ortaya koydu. Bilimsel verilere göre kendini mutlu, dengeli ve huzurlu hisseden kişilerin belirli renk tonlarına daha sık yöneldiği tespit edildi. Uzmanlar, renk tercihinin yalnızca estetik bir seçim olmadığını, aynı zamanda zihinsel durumun önemli bir göstergesi olduğunu belirtti.
Araştırmalarda, giyimden yaşam alanlarına kadar uzanan renk seçimlerinin çoğu zaman bilinçli bir tercihten ziyade psikolojik eğilimlerin yansıması olduğu vurgulandı. Özellikle duygusal dengeye sahip bireylerin daha açık, doğal ve sakin tonları tercih ettiği görüldü.
Çalışmalara göre mavi renk, mutlu ve duygusal olarak istikrarlı bireylerle en güçlü ilişkilendirilen tonlar arasında yer alıyor. Gökyüzü ve deniz gibi doğal unsurlarla bağdaştırılan mavi, sakinleştirici etkisiyle biliniyor. Araştırmalar, mavi tonlarının stres seviyesini düşürdüğünü ve güven hissini artırabildiğini gösterdi.
Doğayı çağrıştıran yeşil renk, psikolojik açıdan denge ve yenilenme kavramlarıyla bağdaştırılıyor. Yeşil tonlarını tercih eden bireylerin çevresiyle daha uyumlu ve sabırlı olma eğilimi gösterdiği ifade ediliyor. Bilimsel çalışmalar, yeşilin zihinsel yorgunluğu azaltmaya katkı sağladığını ortaya koydu.
Araştırmalarda sarı renk, iyimserlik ve yaşam enerjisiyle ilişkilendiriliyor. Güneş ışığını anımsatan bu tonun, kısa vadede ruh hâlini olumlu etkileyebildiği belirtildi. Turuncu ise sosyallik ve yaratıcılık kavramlarıyla öne çıktı. Uzmanlar, bu rengi tercih eden bireylerin iletişime daha açık ve girişken olabildiğini aktardı.

Mavi ve yeşilin birleşimi olarak değerlendirilen turkuaz, zihinsel açıklık ve yenilenme duygusuyla ilişkilendiriliyor. Pembe renk ise şefkat, empati ve duygusal güven kavramlarıyla bağlantılı görülüyor. Psikoloji literatüründe bu tonların, duygularını sağlıklı biçimde ifade edebilen bireylerde daha sık tercih edildiği belirtildi.
Araştırmalarda beyaz renk, zihinsel açıklık ve sade yaşam anlayışıyla ilişkilendiriliyor. Beyaz tonlara yönelen bireylerin, karmaşadan uzak durma ve ferah bir yaşam alanı oluşturma eğiliminde olduğu ifade ediliyor. Bu rengin zihinsel yükü hafifletici bir etkisi bulunduğu da bilimsel bulgular arasında yer alıyor.
Uzmanlar, renklerin psikolojik etkilerinin güçlü olduğunu ancak mutlak ve evrensel sonuçlar doğurmadığını vurguladı. Kültürel faktörler, kişisel deneyimler ve bireysel algılar, renklerin anlamını değiştirebiliyor. Buna karşın araştırmalar, mutlu bireylerin genel olarak daha dengeli, doğal ve açık renk tonlarını tercih ettiğini ortaya koydu.