DEM Parti, terör örgütü PKK’nın 11 Temmuz 2025’te Irak’ın Süleymaniye kentinde düzenleyeceği silah bırakma törenine ilişkin önemli bir açıklamada bulundu. Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, genel merkezde düzenlediği basın toplantısında sürecin detaylarını kamuoyuyla paylaştı.
Doğan, Abdullah Öcalan’ın yayınlanan videolu mesajının ardından konuşarak, “Tarihi bir eşikteyiz; PKK 11 Temmuz’da Süleymaniye’de silah bırakacak.” ifadelerini kullandı. DEM Parti’nin açıklamasında, silahsızlanma sürecinin sadece Türkiye açısından değil, uluslararası düzeyde de önemli bir dönemeç olduğu vurgulandı.
Doğan, toplantıda yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi:
“Yepyeni bir sayfa açılıyor. Tarihi bir eşikteyiz. Bu süreçte yalnızca tanıklık etmiyoruz. Bu süreç bize çok hayati sorumluluklar da yüklüyor. Bugün tam 26 yıl sonra ilk kez Öcalan’dan bir görüntü gördük. Demek ki neymiş; Türkiye’nin Kürt meselesi yalnızca Türkiye’nin sorunu değilmiş. Yalnızca Türkiye ile sınırlı olmayan, aynı zamanda da uluslararası bir meseleden bahsediyoruz.”
PKK’nın 11 Temmuz’daki silah bırakma törenine DEM Parti eş genel başkanları ve milletvekillerinden oluşan bir heyetle katılacaklarını belirten Doğan, sürecin takipçisi olacaklarını ifade etti. “Bunu bir yenme yenilme, bir tasfiye, bir taviz gibi görmemek, böyle yaklaşmamak ve bu dili ve üslubu değiştirmek gerekir. Bu meselenin bu dille çözülemeyeceğini geçen 10 yıllar bize gösterdi.” dedi.
Öcalan’dan 26 Yıl Sonra İlk Görüntülü Mesaj
DEM Parti’nin açıklamasının ardından Abdullah Öcalan tarafından yayınlanan video mesaj da kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Öcalan, “Değerli yoldaşlar; Komünalist yoldaşlık hareketimizin geldiği aşamayı, yaşadıkları somut durumu, sorun ve çözüm yollarına ilişkin kapsamlı bir mektupla tekraren de olsa açıklayıcı ve yaratıcı yanıtlar vermeyi, sizlere karşı etik bir görev saymaktayım.” sözleriyle mesajına başladı.
Öcalan, PKK’nın ulus-devlet hedefli stratejiden vazgeçtiğini ve yeni dönemin barış ve demokratik siyaset temelinde şekilleneceğini vurguladı. “Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Miadını doldurma bu anlamdadır.” ifadelerine yer verdi.
Ayrıca sürecin Meclis çatısı altında kurulacak bir komisyonla yürütülmesini öneren Öcalan, “Silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir.” dedi.
Öcalan, 50 yıllık siyasi mücadelenin ardından hazırladığı yeni “Demokratik Toplum Manifestosu”nun yalnızca Kürt halkı için değil, bölgesel ve küresel ölçekte de bir dönüşüm anlamı taşıdığını belirtti. “Tüm yaşanan gelişmeler sonunda tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘Kürdistan Devriminin Yolu’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir.” ifadelerini kullandı.
Silahsızlanma sürecinde tüm tarafların sorumluluk alması gerektiğini dile getiren Öcalan, bu geçişin bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olduğunu söyledi:
“Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır.”
Abdullah Öcalan, açıklamasının sonunda hem Meclis’e hem kamuoyuna şu çağrıyı yaptı:
“Gerek TBMM ve komisyon için anlam ifade edecek, gerek kamuoyundaki şüpheleri giderecek ve sözümüzün gereğini karşılayacak şekilde silahların bırakılmasını, ilgili çevre ve kamuoyuna açık olarak temin etmeniz doğal karşılanmalıdır.”
Öcalan, kendi özgürlüğünü toplumsal bir sorumluluk çerçevesinde değerlendirdiğini de vurguladı: “Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir.”
Son olarak mesajını “Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum.” sözleriyle tamamladı.