Kırklareli, beklenen ilkbahar yağışlarına hasret kaldı, bu durum ise birçok şelalenin susuz kalmasına neden oldu. Yaz aylarında ise artan sıcaklıkların etkisiyle göletler ve barajlar da kuruma tehlikesiyle karşı karşıya.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, kentte son 3 yılda yağış miktarı azaldı. Kentte 2021 yılında metrekareye 865 kilogram, 2022 yılında 495 kilogram, 2023 yılında ise (Ocak-Eylül) 315 kilogram yağış düştü.
Birçoğu ormanlık alanda doğal olarak oluşan şelalelerden bazıları kuraklığın etkisiyle susuz kaldı.
Karapınar, Su Uçtu, Balaban, Çağlayan ve Hamdibey şelalelerinden bir süredir su akmıyor, Karacadağ, Saklı ve Zindan Dere şelalelerinin ise suyu azaldı.
Kırklareli Üniversitesi Mühendislik Fakültesinde hidrolik ve su kaynakları alanında çalışmalar yürüten Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Utku Yılmaz, AA muhabirine, iklim değişikliği ve insan faktörlerinin etkisi ile su kaynaklarının azaldığını söyledi.
Trakya’nın eşsiz bir coğrafyada bulunduğunun altını çizen Yılmaz, Trakya ekonomisinin tarıma bağlı olduğu için su kaynaklarının biraz daha ön planda olduğunu vurguladı.
Istranca Dağları’nın önemli su kaynaklarına sahip olduğunu dile getiren Yılmaz, bu kaynakların yağışların yetersiz olması ve kuraklık nedeniyle kuruma noktasına geldiğini belirtti.
Bu yıl kuraklığın geçen yıllara göre biraz daha fazla hissedildiğini anlatan Yılmaz, şöyle devam etti:
“Bölgemizdeki su kaynaklarında belirgin bir şekilde azalma var. Birçok göl kuruma noktasına geldi, barajlardaki su miktarları çok azaldı. Özellikle doğa harikası olan şelalelerde de durum aynı. Birçok şelalenin suyu kurudu, bazılarının ise su seviyesi azaldı. Şelaleler çok çeşitli biyolojik çeşitlilik içermekte. Burada çeşitli bitki türleri yaşamakta, çeşitli hayvanlar barınmakta. Doğanın bize sunduğu doğa harikalarıdır.”
Yılmaz, şelalelerin kaynak ve yağmur sularıyla beslendiğini, bir şelalenin oluşmasının belki de binlerce yıl aldığını ifade etti.
“Bu tasarrufa öncelikle evimizden başlamalıyız”
Yılmaz, yer altı su kaynaklarının da aşırı kullanıma bağlı olarak azalmaya başladığını söyledi.
Su kaynaklarının korunması için tasarruf çağrısında bulunan Yılmaz, “Su tasarrufuna öncelikle evimizden başlamalıyız. Suyun varken kıymetini bilmiyoruz, yokken değerini anlıyoruz. Halbuki suyu varken değerli olduğunu bilelim.” dedi.
“Şelalelerin kuruması demek, ekosistemin de canlılığını kaybetmesi demektir”
Kırklareli Doğa ve Koruma Derneği Başkanı Göksal Çidem ise iklim değişikliklerinin etkilerinin tarım başta olmak üzere her alanda hissedildiğini söyledi.
Tüm dünyada etkili olan iklim değişikliğinin son yıllarda Trakya’da da hissedildiğini anlatan Çidem, özellikle yağışların azalması nedeniyle su kaynaklarının seviyesinin düştüğünü kaydetti.
Ormanların sadece odun deposu, madencilik veya enerji projeleri olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Çidem, “Orman aynı zamanda su tutar su rejimini düzenler, havamızı temizlerler. Ormanlarımız kesinlikle korunmalıdır.” dedi.
Şelalelerin suyunun kuruması veya azalmasının bölge halkını tedirgin ettiğini anlatan Çidem, şunları kaydetti:
“Burada yaşayan binlerce, milyonlarca canlı var. Bu kuraklık onların hayatını da olumsuz yönde etkiliyor. Şelalelerin kuruması demek ekosistemin de canlılığını kaybetmesi demektir. Şelalelerin bulunduğu alanlarda özellikle yer altı suyu besleme alanlarının mutlaka ama mutlaka korunması gerekiyor.”