Fibula Yayıncılığın hazırladığı “Söz Uçar Sanat Kalır: Meraklısına Atasözü Atlası” çocuk kitabının tanıtımı kapsamında atasözleri sanat eserlerine dönüştürüldü.
Çocuklara günlük hayatta kullanılan atasözlerini öğretme, sevdirme ve kültürel kodların devamlılığını sağlama hedefiyle hazırlanan kitabın tanıtımı ve sergisi, Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) yapıldı.
Sergide, 100'ü aşkın atasözü, heykelden illüstrasyona, minyatürden hat sanatına ve yemek kültürüne kadar farklı disiplinlerden tam 22 sanatçının eserleriyle bir araya getirilerek izleyicilerin beğenisine sunuldu.
– “Çocuklar kültürel kodlarını bilsin istiyoruz”
Fibula Yayıncılığın kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Reyyan Beyza Büyükgümüş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kitapta 22 sanatçıyla atasözlerini çalıştıklarını belirterek, “Her sanatçıya bir atasözü verdik ve kendi sanatlarına göre bu atasözünü bir eser yapmalarını istedik. Bu eserleri de burada sergiliyoruz. Atasözü gibi eski bir şeyi sanat sayesinde güncelleyip, geleceğe taşımaya çalışıyoruz. Sanat eserleri ve sanatçılarımız sayesinde bu kitapta 170'in üzerinde atasözüyle çocuklarımız, ebeveynlerimiz ve eğitmenlerimiz karşılaşacak. Bu bizim için çok kıymetli bir şey.” dedi.
Lansmanda 22 sanat dalını atasözleriyle sergilediklerine işaret eden Büyükgümüş, “Çocuklar hem atasözünü hem de sanat dallarını öğrensin, farklı sanatçıları tanısın istedik. Örneğin hat sanatçımız Ahmet Kutluhan bir atasözünü yaptı. Geri dönüşüm sanatçımız var. Kağıt atıklarından bir kase üretti ve 'Sakla samanı, gelir zamanı' atasözüne ithaf etti. Dijital sanat ve nakış gibi farklı farklı sanatçılarımızın çeşitli eserlerini izleyiciye sunuyoruz.” diye konuştu.
Büyükgümüş, Fibula Yayıncılık olarak çocuk yayıncılığı yaparken kültürel kodları önemsediklerinin altını çizerek şunları söyledi:
“Kültür girişimciliği diyoruz buna. Çocuklar kültürel kodlarını bilsin, öğrensin ve ebeveynleriyle bunları konuşabilsin, etkileşim içine geçebilsin istiyoruz. Bu konuşmalar, öğrenmeler onları gelecekte hafızalarında birer raptiye olarak tutturulsun istiyoruz. Çocuklar için hazırladık ama yetişkin misafirlerimiz de geldiklerinde 'ben bu atasözünü bilmiyordum' diyor. Bu da bizim için çok önemli bir şey. Resimli kitapların yaşsız olması gerektiğini düşünüyoruz. Resimli kitapları, hem çocukların hem ebeveynlerin hem de eğitmenlerin okumasını istiyoruz.”
– “Farklı sanat eserleriyle de çocukları tanıştırmak istedik”
Kitabın editörlüğünü üstlenen Doğukan İşler de projenin ortaya çıkışında ilk olarak 'Türk kültürü ve geleneklerinde önemli yeri olan atasözlerini farklı sanat eserleriyle birlikte nasıl sunabiliriz' diye düşündüklerini belirterek, “Fibula ekibi olarak aslında yaptığımız işler bazen bir sohbet esnasında, bazen üzerinde düşündüğümüz fikirleri tartışırken ortaya çıkıyor ve hayata geçiyor. Bu proje de bir sene önce hep beraber 'farklı bir şey yapabilir miyiz' diye düşünürken ortaya çıktı. Bizim misyonumuz sadece çocuk kitapları yapmak değil, bu kitapları sanatla, kültürle birleştirmek ve her yaştan okura bu eserleri sunabilmek.” diye konuştu.
Heykelden, minyatüre, cam sanatına kadar farklı sanat eserleriyle bu atasözlerinin aslında cisim haline geldiğini vurgulayan İşler, şunları kaydetti:
“Sözlü kültürden bu yana tarihimizde önemli atasözlerimiz, deyimlerimiz, türkülerimiz, ninnilerimiz, masallarımız kayda, yazıya geçmiş ve günümüze kadar gelmiş. Biz bunu bir adım daha öteye acaba nasıl taşıyabiliriz diye düşündük ve farklı sanat eserleriyle de çocukları tanıştırmak istedik. Bir fikirden, atasözünden, türkü sözünden, belki masaldan yola çıkarak farklı sanat eserleri de üretilebileceğini göstermek için bu kitabı yaptık.”
İşler, atasözlerinin sanata dönüştüğü zaman daha çok akılda kalacağını dile getirerek, “Biz de bu kültür köprüsünde bir parça olabileceğiz. Atasözüyle ilgili epey sözlükler, makaleler araştırdık. Divanu Lugati't-Türk'ten bugüne kadar kayda geçmiş tüm atasözlerini nasıl işleyebiliriz diye çalıştık. Atasözlerinin açıklamaları, anlamları, hikayeleri, tarihi de bu kitapta var ama bunlar sıkıcı bir şekilde değil. Gerçekten çocukların, her yaşta okurun sevebileceği ve kendilerini bir adım daha ileriye götürebilecekleri bir eser oldu.” dedi.