Yazar: Anadolu Ajansı

– İDOB Başkoreografı Ayşem Sunal Savaşkurt:
– “Çok güzel eserler yaptık, hepsi içime sindi ama bu çok özel oldu. İnanılmaz yoğun ve dramatik ağırlığı olan bir eser. Bence bu eserle İDOB sanatçıları seviye atlıyor”
– “Romeo” rolünü üstlenen balet Batur Büklü:
– “Romeo, aşkı arayan, aşka aşık bir karakter. Juliet de Romeo’ya aşık. Uğruna ölebilecekleri çok özel bir şey buluyorlar. Bunun için de hayatlarını feda ediyorlar”

– Sakarya’da yaşayan Rıdvan Pars, atölyesinde yaptığı kuklalarla sahnelediği gösteriler ve çocuklara yönelik atölye çalışmalarıyla, unutulmaya yüz tutmuş sanatı geleceğe taşıyor
– Kültür ve Turizm Bakanlığının “Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı” ünvanına sahip 66 yaşındaki Pars:
– “Bu çok önemli bir sanat. Kukla, Karagöz, gölge oyunu, günümüz tiyatrosunun temelini teşkil eden unsurlar. Bunlar olmasıydı belki günümüz tiyatrosu olmayacaktı”

– Anne Yasemin Özgül:
– “Kendi evladımı sağlığım için yetiştirmişim ve bu çok garip, değişik bir duygu. Oğlumdan böbrek alıp onu yarım bırakayım istemezdim ama yapacağım bir şey yok. Şimdi her konuda bütünüz. O olmasa sağlığıma kavuşamayacaktım ve sürekli diyaliz evresi geçirecektim”
– Yüksel Özgül:
– “Annemin canı sağ olsun. Bu süreçte bir an olsun tereddüt etmedim. Şimdi iyice bütün olduk, artık benden bir parçayı da aldı”

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) İstanbul Başkonsolosu Julie Eadeh, Tekirdağ Valisi Recep Soytürk'ü ziyaret etti.Vali Soytürk ve Eadeh bir süre sohbet etti.Tekirdağ'ın ekonomisi ve sosyal yaşamı hakkında Eadeh'a bilgiler veren…

– İlke Vakfının İstanbul’un 39 ilçesinin sosyoekonomik görünümüne ilişkin raporunu değerlendiren vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Sait Öner:
– “Fatih, Kadıköy, Şişli gibi ilçelerde bir nüfus azalması söz konusu. Nüfus buralarda azalmışken çeper ilçelere doğru hızlı bir şekilde artış seyri gösteriyor. Örneğin Beylikdüzü’nde nüfusun son 10 yılda yüzde 67 oranında arttığını görüyoruz”
– “Nüfusun yoğun olduğu, gelir ile eğitim seviyesi nispeten daha düşük olduğu ‘çeper’ dediğimiz ilçelerde nüfus artışının, doğurganlık oranlarının nispeten daha yüksek olduğunu görüyoruz. Bu da bize aslında nüfus artışında ekonomik dinamiklerden ziyade kültürel kodların hala baskın bir şekilde devam ettiğini gösteriyor”