İl Sağlık Müdürlüğünden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Beyeç, özellikle kazanların içinde kaynayan sıvıların içine oturacak şekilde düşmeler yaşayan hastaların ön planda olduğunu ve yanan alanların özellikli alanlar olması, enfeksiyon riskinin yüksek, tedavi sırasında basınç maruziyetinin fazla olması tedaviyi zorlaştırdığını aktardı.
Kazayı yaşayanların çoğunlukla yaş almış kadın hastalar olduğunu vurgulayan Beyeç, “Yaş ilerledikçe dengenin korunmasının zorlaşması, düşülen sıcak sıvı içinden özellikle de yalnız çalışılıyorsa hızlı bir şekilde çıkılıp ilk müdahalenin yapılması yani kıyafetlerin çıkarılması, ılık suyla duş alınması gibi işlemlerin yapılması da tek başına zor oluyor. Bu da yanığın ilerlemesi dolasıyla tedavinin güçleşmesini sağlıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Yaşlı hastaların genelde kronik hastalıklara sahip olduğuna değinen Beyeç, şunları kaydetti.
“Diyabet, hipertansiyon, kalp, akciğer hastalığı gibi genel olarak yara iyileşmesini bozan veya tedavi sürecini olumsuz etkileyen bir de hasta yoğun bakımdaysa süreci zorlaştıran durumların eklenmesi işi daha da zorlaştırıyor. Hasta da alzheimer ya da demans gibi bir problemi varsa ilerleyen süreçte bu rahatsızlıklar daha da ileriye gidebiliyor.”
Açıklamada yaşadıkları süreç hakkında görüşlerine yerilen, evde salça kaynatırken kazana düşerek yanan Ümüş Çekiç’in (71) gelini Yeliz Çekiç ise, yaşlıların salça kazanı gibi işlerden uzak durmalarını tavsiye ederek “Babamla birlikte 2 ay önce salça yapıyorlardı. Başı dönüp salça kazanın içine düştü. Sonra babam ilk müdahaleyi yapıyor. Babam da zaten 75 yaşında olduğu için o da pek bilinçli olarak yapamıyor. Yine de almış soğuk suya tutmuş, hemen hastaneye kaldırmışlar. Orada müdahale yapılıp buraya sevk ettiler. Annemin zaten alzheimer başlangıcı vardı. Travma yaşadıktan sonra alzheimer daha fazlalaştı. Şu an aşamamız çok güzel durumda. Hocalarımızın ve personellerin sayesinde.” ifadesini kullandı.