Uzmanlar “kurdeşen” olarak bilinen ürtiker hastalığının kronik formunun tedavisinde beslenmenin önemine vurgu yaptılar.
Hastalığın akut formunda, hastada kaşıntı, kabarma ve yüzde şişme gibi belirtiler görülse de bu belirtiler genellikle ortalama 6 hafta içinde kendiliğinden geçer. Ancak kronik ürtiker adı verilen form, bu belirtilerin uzun süre devam etmesine neden olarak hastanın yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir ve genellikle 2 ila 7 yıl kadar sürer.
Dünya genelinde ürtikerin farkındalığını artırmak ve bu durumun daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla, 1 Ekim tarihi Dünya Ürtiker Günü olarak ilan edildi.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahar Sevimli Dikicier, AA muhabirine, hastalığın 6 haftadan uzun sürmesi durumunda kronik ürtiker haline geldiğini söyledi.
Kronik ürtikerde belirtilerin hafif seyrettiğini fakat 2 yıldan 7 yıla kadar uzayan bir süreç olabildiğini aktaran Dikicier, “Kronik ürtikerin de asıl olarak alerjik bünyesi olan kişilerde olduğunu görüyoruz. Dünyada 100 kişiden 1-5 kadarında kronik ürtiker görülmekte. Kronik ürtiker, akut ürtikerden biraz daha faklı bir şekilde yiyeceklerden, günlük hayatta karşılaşılan tetikleyici durumlardan ortaya çıkabilir.” dedi.
Kaşıntı ve kabarmanın hastanın hayat kalitesini düşürebildiğini, bu belirtileri engelleyecek metotlar uyguladıklarını belirten Dikicier, hastanın ihtiyaç durumuna göre tedavi uyguladıklarını, bu hastaları düzenli takip ettiklerini, poliklinikte ürtiker için özel bir günlerinin bulunduğunu anlattı.
Dikicier, kadınların erkeklere göre 2-4 kat daha fazla hastalığa yakalandığını, rahatsızlığın genç kadınlarda daha çok görüldüğünü kaydederek, “Çocuklar da geçmiş yıllarda daha az görülüyordu ama şimdi çocuklarda da yüzde 1 kadar kronik ürtiker ortaya çıkabildiğini biliyoruz.” diye konuştu.
Beslenmenin önemli bir konu olduğunu vurgulayan Dikicier, “Özellikle kronik ürtikere de neden olan konulardan biri katkılı gıdalar; yani gıda boyası, koruyucu gibi içerikli olan gıdalar. Bu yüzden çağımızdaki beslenme şeklinin içeriğinin değişmiş olması da kronik ürtikerde durumun biraz daha sık görülmesine neden oluyor olabilir. Genel olarak her durumda olduğu gibi dengeli ve yeterli bir şekilde beslenip çok katkılı ve paketli gıdalardan uzak durmayı önerebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Kaşıntı Hastaları Rahatsız Ediyor”
SAÜ Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Rabia Öztaş Kara da akut ürtiker hastalığının alerjik zeminde meydana geldiğini belirterek “Enfeksiyon hastalığı olmadığından bulaşıcılığı yoktur. Genellikle enfeksiyon durumundan veya kullanılan ilaçlardan sonra meydana gelebilir. 6 haftadan kısa süren akut ürtiker tablolarında genellikle bir tahlil yapma zorunluluğu yoktur. Ancak hastaların onları rahatsız eden durumların tedavisi için bize müracaat etmeleri iyi olacaktır. Enfeksiyon durumu varsa buna yönelik kan tetkikleri yapılabilir.” ifadelerini kullandı.
Kaşıntının hastaları rahatsız ettiğini anlatan Kara, “Bu nedenle kaşıntıya yönelik tedavinin düzenlenmesi gerekebilir. Hastalığın ilk günlerinde şiddetli, yoğun kabarıklar meydana gelebilir. Tedavi almaları daha doğru olacaktır. Çocuklar ve yetişkin hastalarda görülebilir. Yapılan araştırmalarda toplumda her 5 kişiden birinde ürtiker hastalığın görüldüğü bildirilmektedir.” diye konuştu.