Close Menu
    Facebook X (Twitter) Instagram
    HaberX
    • GÜNDEM
    • DÜNYA
    • EKONOMİ
    • POLİTİKA
    • TEKNOLOJİ
    • SPOR
    • 3. SAYFA
    • SAĞLIK
    Öne Çıkanlar
    • Bugün Hangi Maçlar Var? 6 Temmuz Pazar Futbol Programı
    • ÖSYM Tarihi Açıkladı: 2025 ALES 2 Sonuçları Ne Zaman Açıklanacak?
    • “Senden Kalan” Filmi İstanbul’da Çekimlere Başladı
    • Galaxy S25 Edge Satışları Hayal Kırıklığı Yarattı
    • Galatasaray Fabian White’ı Kadrosuna Kattı
    • Filenin Sultanları Hollanda Karşısında Ne Zaman Sahaya Çıkacak? Maç Hangi Kanalda Yayınlanacak?
    • Milli Savunma Bakanlığı ANT Başkanlığı Sürekli İşçi Alımı Başvuruları Başladı
    • Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan Seyahatsever Projesiyle Yurtlarda Ücretisz Konaklama İmkanı
    Facebook X (Twitter) Instagram
    HaberX
    Anasayfa » Uzmanlardan “sarı serum sanıldığı kadar masum değil” uyarısı haberi

    Uzmanlardan “sarı serum sanıldığı kadar masum değil” uyarısı haberi

    Anadolu AjansıŞubat 12, 2025
    Paylaş Facebook Twitter Pinterest Copy Link Telegram LinkedIn Tumblr Email
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email WhatsApp Copy Link

    ÜMİT TÜRK – Son yıllarda giderek yaygınlaşan ve halk arasında “sarı serum” adıyla bilinen uygulamanın, içeriğinde bulunan vitaminler ve mikro besin parçacıkları nedeniyle alerjik reaksiyonlara neden olabileceği, bunun da ölümcül sonuçlar doğurabileceği bildirildi.

    Özellikle grip veya soğuk algınlığı durumlarında hızlı iyileşmek için tercih edilen ve evlerde de uygulanan “sarı serum”, hızla popülerleşse de ciddi sağlık riskleri taşıyor.

    Uzmanlar, özellikle sosyal medyada yayılan yanlış bilgiler nedeniyle “sarı serum”un bilinçsiz kullanıldığını belirterek, bu tür tedavilerin yalnızca doktor kontrolünde, gerekli tıbbi durumlarda uygulanması gerektiğinin altını çiziyor.

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ümraniye Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Acil Tıp İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Serkan Emre Eroğlu, son bir ayda 4 ölüm vakasıyla karşılarına çıkan “sarı serum” uygulamasının, bilimsel dayanağı olmayan bir popülariteye sahip olduğunu belirtti.

    “Sarı serum” ifadesinin halk arasında kullanılan bir tabir olduğunu belirten Eroğlu, şunları söyledi:

    “Kimileri buna 'atom', kimileri 'detoks serum' diyor. Hatta bu sadece Türkiye'ye özgü değil. Amerika, İngiltere ve dünyanın pek çok bölgesinde 'hangover', 'jetlag', 'myers kokteyli' veya 'banana' gibi farklı isimlerle anılıyor. İçeriğinde genellikle B ve C vitaminleri, kompleks mineraller bulunuyor. Bazı uygulamalarda magnezyum ve kalsiyum eklenirken, bazı durumlarda ağrı kesiciler de içeriğe dahil edilebiliyor. İçeriği hastanın durumuna göre değişen bu karışımlar, belirli protokoller çerçevesinde hazırlanıyor.”

    Eroğlu, sosyal medyanın bu uygulamayı yaygınlaştırdığına dikkati çekerek, “Bizim hastanelerde sıklıkla kullandığımız bir uygulama değil. Sadece sıklıkla ısrarcı taleplerle karşılaştığımız bir uygulama. Türkiye'de her yıl 140-150 milyon acil servis başvurusu oluyor ve bu hastaların büyük bir kısmı yeşil alanlarda izlenmekte. Yeşil alan polikliniklerinde bu ısrarlı talepleri sıkça görüyoruz. Hatta bunu talep eden hastalar nedeniyle sözel veya fiziksel şiddete uğrayan meslektaşlarımız bile olabiliyor.” dedi.

    Vatandaşların “sarı serum” konusundaki ısrarının nedenleri arasında “hızlıca işe ya da derslerine dönebilmek”, “enerjilerini artırmak”, “bağışıklık sistemlerini güçlendirmek” ve “en kısa sürede grip, soğuk algınlığı ya da ağrılı durumları atlatmak” olduğunu aktaran Eroğlu, ancak bu uygulamaları bu tür rahatsızlıklar için yapmadıklarının altını çizdi.

    – “Vatandaşlarımızın bu tür uygulamalar konusunda ısrarcı olmaması gerekiyor”

    Prof. Dr. Eroğlu, “Serum tedavileri, beslenme yetersizliği kesin olarak tespit edilmiş, kan testleriyle mineral ve elektrolit eksikliği belirlenmiş, aşırı sıvı kaybı yaşayan veya kusma, terleme gibi nedenlerle elektrolit dengesizliği oluşmuş hastalar için uygulanıyor.” ifadelerini kullandı.

    Ayrıca kronik alkol tüketimi gibi durumlarda ya da yoğun bakım ortamlarında mikro besin desteği olarak da kullanılabildiğini belirten Eroğlu, “Yani acil servislerde hastaların talep ettiği şekilde kullanımı ile hastane ortamındaki tıbbi kullanımı arasında önemli farklar var.” diye konuştu.

    Eroğlu, hastaların sosyal medya, piyasa diliyle oluşturulan reklamlar ve çevresel etkiler nedeniyle yanlış yönlendirildiğine dikkati çekerek, “Vatandaşlarımızın bu tür uygulamalar konusunda ısrarcı olmaması gerekiyor. Çünkü 'sarı serum' sanıldığı kadar masum bir uygulama değil. İçeriğindeki vitaminler ve mikro besin parçacıkları, alerjik reaksiyonlara son derece yatkın.” ifadelerini kullandı.

    Bilimsel verilere göre bireysel yaşamda yüzde 1 ila 3 oranında anafilaksi, yani şiddetli alerjik reaksiyon gelişme riski bulunduğunu ifade eden Eroğlu, normalde beslenme yoluyla alınabilecek bu takviyelerin damardan verilmesinin bu riski daha da artırabileceğini vurguladı.

    – “Tek başına serum uygulaması bile kalp yetersizliği olan hastalarda hayati risk taşıyor”

    Eroğlu, bu uygulamanın sadece alerji riski taşımadığını da belirterek, “Özellikle 40 yaş üzerinde yüzde 20 oranında kalp yetersizliği riski var. 65 yaş üzerinde ise her 100 hastadan 2 ila 3'ünde kalp yetmezliği neredeyse garanti. Serum içeriğinde herhangi bir alerjen madde olmasa bile, tek başına serum uygulaması bile kalp yetersizliği olan hastalarda hayati risk taşıyor.” uyarısında bulundu.

    Bu tür uygulamaların yalnızca doktor kararıyla yapılması gerektiğinin altını çizen Eroğlu, “Bu kararı alacak kişi sağlık çalışanlarıdır ve burada yetkili olan da doktordur. Doktorun inisiyatifine bırakmak halkımız için yapabilecek en doğru davranış modeli olacaktır diye düşünüyorum.” dedi.

    – “Sarı serum diye bir ifade bizim literatürümüzde yok”

    Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi Acil Tıp Uzmanı ve Acil Tıp Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Başar Cander de halk arasında “sarı serum” olarak bilinen uygulamanın tıbbi literatürde yeri olmadığını belirterek, “Tıp fakültesi öğrencilerine veya doktorlara bu terimi sorsanız bilmezler. Çünkü sarı serum diye bir ifade bizim literatürümüzde yok.” dedi.

    İçeriğinde genellikle B vitamini bulunan bu serumun son dönemde grip vakalarının artışıyla gündeme geldiğini aktaran Cander, “Aralık ve ocak aylarında grip vakalarında zirve yaşanıyor, bu bazen şubat ayına kadar devam ediyor. İnsanlar sarı serumun iyileşme sürecini hızlandıracağını düşünüyor ancak bunun tıbbi bir gerekliliği veya bilimsel kanıtı yok.” bilgisini verdi.

    Cander, serumun yalnızca doktorun gerekli gördüğü durumlarda, belirli tıbbi koşullara bağlı olarak uygulandığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

    “Mesela hastanın tetkiklerini yapmışsınız. Bu hastanın vücut direncinin düşük olduğunu, hastalığı bir şekilde atlatamayacağını, oral yoldan sıvıyı almadığını ya da az aldığını görüyoruz. Bu tip durumlarda damardan sıvı verebiliyoruz. Damardan sıvı verirken de vücut direncini arttıracak bazı ilaçlar katabiliriz. Mesela ağrısı varsa ağrısını kesebiliriz ama bu hastane koşullarında bazı özel durumlarda yaptığımız bir tedavi. Dolayısıyla bu şu anda gündemde olduğu gibi evde tetkik, tahlil yapmadan grip tedavisinde kullanılacak bir tedavi değil. Genç ve sağlıklı bireylerin serum takmasına asla gerek yok. Biz bunu grip tedavisinde kullanmıyoruz ve önermiyoruz.”

    – “Sarı serum bilinçsiz kullanıldığında ölümcül olabilir”

    Prof. Dr. Başar Cander, sarı serumun bilinçsiz kullanımının ciddi sağlık riskleri taşıdığını belirterek, damardan verilen her ilacın doğrudan kalbe ulaştığını, yanlış uygulamaların ölümcül sonuçlar doğurabileceğini vurguladı.

    Serumun tek bir çeşidi olmadığını kaydeden Cander, “Bazılarında potasyum, bazılarında glikoz ya da sodyum klorür bulunuyor. Eğer tansiyon hastasına sodyum klorür içeren bir serum verilirse tansiyonu yükseltip beyin kanamasına yol açabilir. Yüksek potasyum içeren bir serum ise kalpte ritim bozukluklarına neden olabilir.” uyarısında bulundu.

    Cander, özellikle böbrek veya kalp yetmezliği olan hastalarda yanlış serum kullanımının da tehlikeli komplikasyonlara yol açabileceğini ifade ederek, bilinçsiz uygulamaların anafilaksi gibi ağır alerjik reaksiyonlara neden olabileceğine dikkati çekti.

    Ayrıca, damar yoluyla vücuda giren enfeksiyonların hayati risk oluşturabileceğini aktaran Cander, bu tür işlemlerin mutlaka doktor kontrolünde gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade etti.

    Prof. Dr. Cander, serumda hava kabarcıkları kaldığında ve doğru bir şekilde takip edilmediğinde de ciddi sonuçlara yol açabileceğini vurgulayarak, hava kabarcığının, özellikle akciğerdeki damarları tıkayarak ölüme neden olabileceği uyarısında bulundu.

    Google News Takip Edin
    Share. Facebook Twitter WhatsApp Copy Link

    İlgili Haberler

    19 Mayıs Stadyumu’nun Yerine Ankara’da 45 Bin Kişilik Yeni Stadyum Yapılıyor

    Haziran 23, 2025

    Valilik Kararıyla Taksim ve Şişhane Metro İstasyonları Kapatıldı

    Haziran 22, 2025

    Osmangazi Kent Lokantası’nda Ferdi Zeyrek Anısına Vatandaşlara Ücretsiz Yemek Verildi

    Haziran 16, 2025

    Siirt’te 250 Çocuk İçin Emniyet Destekli Sünnet Şöleni Gerçekleştirildi

    Haziran 3, 2025

    Meteoroloji Uyardı: Doğu Karadeniz’de Kuvvetli Yağış

    Haziran 3, 2025

    Bingöl Deprem İle Sarsıldı: AFAD Verileri Paylaştı

    Haziran 1, 2025
    En Yeni Haberler

    Bugün Hangi Maçlar Var? 6 Temmuz Pazar Futbol Programı

    ÖSYM Tarihi Açıkladı: 2025 ALES 2 Sonuçları Ne Zaman Açıklanacak?

    “Senden Kalan” Filmi İstanbul’da Çekimlere Başladı

    Galaxy S25 Edge Satışları Hayal Kırıklığı Yarattı

    Galatasaray Fabian White’ı Kadrosuna Kattı

    Filenin Sultanları Hollanda Karşısında Ne Zaman Sahaya Çıkacak? Maç Hangi Kanalda Yayınlanacak?

    Facebook X (Twitter) WhatsApp
    • Hakkımızda
    • Kullanım Şartları
    • Çerez Politikası
    • Gizlilik İlkeleri
    • Künye
    • İletişim
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır Haberx.com
    • Sunucu Barındırma : Moz Medya

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.