Dünya Meteoroloji Örgütü, Eylül ayından itibaren etkili olması beklenen La Nina olgusuna ilişkin uyarılarda bulundu. La Nina, El Nino-Güney Salınımı (ENSO) döngüsünün serin evresi olarak tanımlanıyor ve küresel hava koşullarında önemli değişikliklere yol açabiliyor.
Bu süreçte, Pasifik Okyanusu’nun doğu ve orta bölgelerinde deniz suyu sıcaklıkları ortalamanın 3 ila 5 derece altına düşüyor. Bu durum, okyanus yüzeyindeki sıcak suların batıya taşınması yerine Güney Amerika kıyılarında soğuk suyun yukarı çıkmasına neden oluyor. La Nina, küresel ısılarda geçici bir düşüş sağlarken, Atlantik Okyanusu’nda kasırga aktivitesini artırabiliyor; Pasifik’te ise bu tür hareketlilik genellikle azalıyor.
Türkiye’de ve çevresinde La Nina etkilerinin sonbahar döneminde hissedilmesi bekleniyor. Meteoroloji uzmanları, özellikle Orta Doğu ve Akdeniz havzasında sıcaklıkların ortalamanın üzerinde seyredeceğini, yağış düzenlerinde ise bölgesel farklılıkların ortaya çıkabileceğini belirtti. Bu dönemde iklim koşullarındaki değişikliklerin tarım, enerji ve su kaynakları gibi alanları doğrudan etkileyebileceği ifade edildi.
Uzmanlar, La Nina’nın etkilerini yakından takip etmenin ve özellikle kuraklık veya aşırı yağış risklerine karşı hazırlıklı olmanın önemine dikkat çekti. Türkiye’de sonbahar ve kış mevsimlerinde iklim dalgalanmalarının izlenmesi, afet yönetimi ve tarımsal planlamalar açısından kritik bir rol oynayacak.