Son Dakika

Kütahya Depremi Sonrası Prof. Dr. Üşümezsoy’dan Uyarı: “Daha Büyük Bir Depremin Habercisi Olabilir”

Kütahya merkezli 5.4 büyüklüğündeki depremin ardından Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Simav fayında stres birikiminin sürdüğünü belirterek 6.5 ila 6.7 büyüklüğünde bir depremin mümkün olabileceğini açıkladı.

Kütahya merkezli ve İstanbul, Eskişehir, Bursa, İzmir, Kocaeli gibi birçok şehirde hissedilen 5.4 büyüklüğündeki depremin ardından jeoloji uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Simav fayına dikkat çekerek kritik açıklamalarda bulundu. Üşümezsoy, yaşanan sarsıntının fay hattının kenarında gerçekleşen bir kırılma olduğunu belirterek, bunun daha büyük bir depremin işareti olabileceğini ifade etti.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), bugün saat 12.59’da meydana gelen depremin merkez üssünü Kütahya olarak duyurdu. AFAD, depremin büyüklüğünü 5.4, derinliğini ise 8.46 kilometre olarak açıkladı. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ise verileri güncelleyerek büyüklüğü 5.5 olarak kayıtlara geçti.

“Ana Kırılma Henüz Gerçekleşmedi”

Depremin ardından televizyon yayınına katılan Prof. Dr. Üşümezsoy, uzun süredir riskine işaret ettiği Simav fayının aktif olduğunu vurguladı. Yaşanan hareketliliğin, fayın kilitli bölgesinin kenarındaki küçük kırılmalar olduğunu belirten Üşümezsoy, “Bu tür depremler ana fay kırılmasının çevresinde meydana gelir ve büyük depremin habercisi olabilir.” dedi.

Fayın yapısı hakkında teknik bilgiler paylaşan Üşümezsoy, Simav hattının 25-30 kilometrelik segmentlerden oluştuğunu ve bu yapının tek başına 6.5 büyüklüğünde bir deprem üretebileceğini söyledi. İki segmentin birlikte kırılması halinde 6.7 büyüklüğüne varan bir sarsıntının mümkün olduğuna dikkat çekti.

Fay Mekanizması “Avuç İçi” Benzetmesiyle Açıklandı

Üşümezsoy, faydaki stres birikimini açıklamak için avuç içi örneğini kullandı. İki elin birbirine yapışmasıyla oluşan kilitlenmenin fayın altındaki sıkışmayı temsil ettiğini söyleyen uzman, küçük kırılmaların ana deprem öncesinde kenarlardan başladığını belirterek şu açıklamayı yaptı:

“Avucunuzu birbirinize yapıştıralım. Bu avucumuzdaki yapışan bölge, fayın birbirine yapıştığı, kilitlendiği alandır. Buna ‘asperity’ diyoruz. Bu alan Simav’ın altında. Bugünkü 5.4’lük deprem gibi sarsıntılar, bu yapışan alanın kenarlarındaki küçük yırtılmalardır. Yırtılmalar hızlıca çekilince avucumuzun içindeki deri de sıyrılarak yırtılıyor. İşte buradaki 6 buçuğa varabilecek deprem bu mekanizmayla oluşuyor. Simav Dağı yükselmek istediği için, fay düzleminin çevresindeki yapışmış bölümün küçük parçalarını yırtıyor. O yırtılma, büyük yırtılmaya ulaştığı zaman ana deprem oluyor.”

2011 yılında bölgede 5.9 büyüklüğünde bir deprem yaşandığını hatırlatan Üşümezsoy, bugünkü sarsıntının da aynı fay üzerinde meydana geldiğini dile getirdi. Jeolojik açıdan 2011 ile 2025 arasındaki sürenin kısa olduğuna dikkat çeken uzman, “Simav fayında stres birikimi devam ediyor. Bugünkü deprem, ana kırılmanın öncüsü olabilir.” değerlendirmesinde bulundu.

Benzer Haberler